ANTAKYA TARİHİ

Şehir zengindi,büyük bir ticaret merkeziydi.Çin'den ve Doğu Türkistan'dan gelen kervanların yolları burada birleşirdi.Bazı Bizans İmparatorları'nın burada yaşamasından ötürü şehre "Doğu Başkenti","Büyük Antakya" gibi adlar verilmiştir.

En zengin yıllarını Bizans İmparatorluğu sırasında yaşayan Antakya'yı peşpeşe gelen depremler (İ.Ö.140,İ.S. 37,115,458,526,528,587,588 ve 626) sarsmış,özellikle arka arkaya şehri vuran 526 ve 528 yılı depremleri şehri tamamiyle harabeye çevirmiştir.O sıralar Antakya'da milyona yaklaşan bir nüfusunun olduğu ve yıkım sonrası İmparatorun 100.000 kişiye varan kişiyi şehrin yeniden inşası için görevlendirdiği bilinmektedir.

1084'te Anadolu Selçuklu Sultanı Kutalmışoğlu Süleyman Şah Antakya'yı ele geçirdi.Haçlı seferleri sırasında uzun bir kuşatma sonucu Haçlıların eline geçti(1098) ve Roberto Guiscardo'nun oğlu Bohemond'un kurduğu Latin Devleti'nin(Antakya Prensliği) başkenti oldu.1268'de Memlük sultanı Baybars kenti alarak yağma ve tahrip etti.Bundan sonra Antakya eski önemini yitirdi.Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında şehir Osmanlı topraklarına katıldı(1516).Birinci Dünya Savaşı'nın son günlerinde İngilizler tarafından işgal edildi.İngilizler daha sonra şehri Fransızlara bıraktı.Ankara Antlaşmasıyla(1920)özerklik kazanan İskenderun Sancağına bağlanan Antakya,1938'de kurulan Hatay Devleti'nin başkentliğini yaptı.24 Temmuz 1939'da Hatay devletiyle birlikte,Türkiye Cumhuriyeti'ne katıldı.

Antakya,bu eski ve uzun tarihini yansıtan ve aynı zamanda dünyada zenginlik bakımından ikinci sırada yer alan bir arkeoloji müzesine sahiptir.

Herkesi şehrimizi görmeye ve tanımaya davet ederiz.

<--İlk Sayfa


*Kısaca Antakya Hakkında
*Antakya Tarihi